
Turkish Stories for Turkish Learners
By following these podcasts, you can improve your Turkish language. Equip your headphones and listen to these podcasts in your free time, even while walking, sleeping, driving, cycling, and more. These podcasts will be beneficial in your understanding of the Turkish language. We advise all who learned Turkish at the basic level.
Episodes

Friday Jun 03, 2022
17 AĞUSTOS 1999 ADAPAZARI DEPREMİ / Turkish Stories B2
Friday Jun 03, 2022
Friday Jun 03, 2022
Turkish Stories for Learner Turkish
AFETLER
17 AĞUSTOS 1999 ADAPAZARI DEPREMİ
Hep aynı rüyayı görüyordum: Ailecek Türkiye’deki evimizdeyiz. Kocam, kızım ve oğlum... Gecenin derin sessizliğinde çıt yok. Birden yer gök sarsılıyor, evimiz yıkıldı yıkılacak... Telaşla dışarı fırlıyoruz, avluda bulunan araba garajına sığınıyoruz. Büyük bir gürültüyle yıkılıyor evimiz... Toz duman, çığlıklar...Bir kâbustan uyanır gibi yataktan doğruluyorum. Soluk soluğa, yüzüm terler içinde, etrafıma bakınıyorum.Aynı rüyayı üç kez görmüştüm. İkisini Almanya’da; üçüncüsünü ise Adapazarı’ndaki evimizde...Bir gün kocama anlattım. Dinledi “Hayır olsun!” dedi.Derken dünya işleri, vatanıma kavuşmanın heyecanı, neşesi rüyayı bana unutturdu.1999 yılının temmuz ayıydı. Havalar öylesine sıcaktı ki! İnsanı bayıltan bir sıcaklıktı bu. Hani gölgeler de olmasa, kesin ölebilirdi insan, diye düşünüyordum.Yıllardır Almanya’dayız. Bu yüzden her temmuz ayında yollara düşüyor ve memleketimize geliyoruz. Bu yıl da Adapazarı’ndayız. Bazen rüyam geliyordu aklıma, dalıp gidiyordum. Ağustos ayının 16’sıydı. Unutmuştuk Almanya’yı... Memleketimizde, eş dost arasında çok güzel günler geçiriyorduk. Görülmedik bir yazdı. O ne sıcaktı! Giderek artıyordu sıcaklıklar... Bir ay önceki güneş tutulmasından sonra komşularımız havanın çok sıcak olduğunu söylüyordu.Gece saat 12:00’yi geçmiş olmalıydı. Sokaklarda kimseler yoktu. Uzaklardan acayip gürültüler ve köpek ulumaları geliyordu. Zamanla onların sesi de kesildi. Erken kalkmak için uyumalıydım. Ama gözümde uyku yoktu. Birden gördüğüm o kâbus gibi rüya aklıma geldi. Evet, evimiz yıkılmıştı. Ailecek dışarı fırlamıştık... Bu rüyayı zihnimden atmaya çalıştım. Hatırlamak istemedim. Yerimden kalktım. Yan odaya geçtim. En iyisi, uyumaktı. Yatağa girdim. Hafiften dalmışım. Derken, büyük bir gürültüyle uyandım. Önce rüya görüyorum sandım. Yine aynı kâbus diye düşündüm.Her şey sarsılıyordu. Yerimden zorlukla doğruldum. Ayakta duramıyordum. Evin içindeki eşyalar devriliyor, sallanıyordu. Deprem olmuştu. Eşyalar yerle bir olmuştu. Her yer darmadağınıktı. Evdekilere seslendim: “Haydi balkona!” diye bağırdım ve yürüdüm; ister istemez onlar da arkamdan koştular. Balkonun kapısını açınca şaşkınlıktan donakaldım. Hemen önümüzde bahçe vardı. Oysa evimiz zemin katta değil ikinci kattaydı.Nasıl bahçede olabilirdik! Hep birlikte balkondan bahçeye geçtik... Manzara korkunçtu. Apartmanın iki katı yere çökmüş, bizim balkonumuz da bahçe ile eşit seviyeye gelmişti. Dehşet içinde etrafımıza bakındık. Her taraf zifirî karanlıktı. İniltiler, feryatlar, uğultular duyuluyordu.Sabah, gün doğduğunda, o acı gerçeği öğrendik. Adapazarı’nda, Gölcük’te, İzmit’te ve İstanbul’da binlerce ev yıkılmış, on binlerce insan ölmüştü. Memleketimiz, tarihin en büyük depremlerinden birini yaşamıştı. Hâlâ şaşkınlıkla düşünüyorum: Almanya’da iken gördüğüm kâbus gibi rüya, aynen gerçekleşmişti.

Tuesday May 31, 2022
Turkish Story, A Week in the Village / Köyde Bir Hafta
Tuesday May 31, 2022
Tuesday May 31, 2022
Turkish Stories for Learner Turkish

Saturday May 28, 2022
BEYAZ PERDENİN SİHRİ / Turkish Stories B2
Saturday May 28, 2022
Saturday May 28, 2022
Turkish Stories for Learner Turkish
BEYAZ PERDENİN SİHRİ
BEYAZ MELEKAli ve Reşat, beyin kanseri olan babaları Ahmet’i ışın tedavisi görmesi için İstanbul’a getirmiştir. Ahmet, ağır tedaviye daha fazla katlanmak istemediğinden hastaneden kaçar. Oğulları peşine düşer; ancak Ahmet onlardan kaçmayı başarır. Kaçarken kendini bir huzurevinde bulur. Huzurevi sakinleri, Ahmet’in çocukları tarafından terk edildiğini sandıkları için orada kalması konusunda ısrar ederler. Zorlukla konuşabilen Ahmet durumu kabullenir. Ali ve Reşat, Ahmet’i huzurevinde bulurlar. Ama mutlu göründüğü için bir süre orada kalmasına ses çıkarmazlar. Babalarının son günlerini mutlu geçirmesi, belki hiç işe yaramayacak ve acı verebilecek bir tedaviden daha önemlidir. Huzurevi sakinlerinin her birinin kendi hikâyeleri ve dramları vardır. Ahmet, bunları öğrendikçe onlara daha da yakınlaşır ve onları çok sever. Ahmet’in misafir olduğu günün hemen ertesinde huzurevi sakinlerinden Yaşar Hoca ve Nebahat evleneceklerdir. Bu insanları çabucak benimseyen Ahmet, düğün masraflarını karşılamak ister. El birliği ile güzel bir düğün yaparlar. Bununla yetinmeyen Ahmet, çiçeği burnunda çifti Diyarbakır’daki köyüne davet eder. Üstelik diğer huzurevi sakinleri de bu düğüne davetlidir. Belki geriye kalan yıllarında böyle bir fırsatı bir daha yakalayamayacak olan bu yaşlı insanlar, teklifi coşkuyla kabul ederler. Hep beraber kiraladıkları bir minibüsle yola çıkarlar. Ancak yolculukları hiç sakin geçmez. Onlar için asıl macera bu yolculukla birlikte başlayacaktır.
KORO1949 yılı savaş sonrası Fransa’da işsiz müzik öğretmeni Clement Mathieu (Klement Mateu) gelen bir teklif üzerine yatılı erkek öğrencilerden oluşan bir okulda işe başlar. “Yerin Dibi” adı verilen okulda tamamen birbirlerinden farklı karakterlerden oluşan ve oldukça asi tavırlar sergileyen öğrenciler bulunmaktadır. Okul müdürü ise öğrencilere oldukça sert davranmakta, hücre cezası ve dayak gibi acımasız cezalar vererek disiplini sağlamaya çalışmaktadır. Clement, böyle cezalarla hiçbir sonuca varılamayacağını, cezaların caydırıcı olmak bir yana öğrencileri ispiyonculuğa özendireceğini düşünmektedir. Aklına gelen en iyi çözüm, en iyi bildiği iş olan müzik sayesinde öğrencilere ulaşarak onlara farklı bir dünyanın kapılarını aralayabilmek olur...
RED KİTBelçikalı karikatürist Morris tarafından çizilen çizgi romandır. Gölgesinden hızlı silah çeken yalnız kovboy “Red Kit”, sadık beyaz atı Düldül ve sevimli köpeği Rin Tin Tin ile beraber suçluların ve adaletsizliğin amansız düşmanıdır. Suçluları temsil eden Dalton kardeşler; Joe (Co), William (Vilyım), Jack (Cek) ve Avarel birçok macerada yer alır.Red Kit, pek çok defa animasyon ve televizyon serisi olarak filme çekilmiştir. 1983’ten sonraki maceralarında sigarayı bırakmış ve ağzında bir saman parçası tutmaya başlamıştır. Dünyada ilk kez Türkiye’de sinemaya aktarılmıştır. 1967’de Öztürk Serengil’in başrolünü oynadığı filmde Öztürk Serengil, gördüğü bir rüyada kendini Red Kit sanır ve vahşi batıda maceradan maceraya atılır. 1971 yılında ise İzzet Günay, Red Kit olur ve Daltonlar'la mücadele eder. Red Kit çizgi film ve romanlarında ikinci planlarda yer alan karakterler başka ırklardandır. Örneğin; ütücü rolünde bir Çinli, temizlik işlerinde bir Afrikalı oynamaktadır.

Wednesday May 25, 2022
Turkish Story, New Neighbors / Yeni Komşular
Wednesday May 25, 2022
Wednesday May 25, 2022
Turkish Stories for Learner Turkish

Sunday May 22, 2022
MEDYANIN GÜCÜ / Turkish Stories B2
Sunday May 22, 2022
Sunday May 22, 2022
Turkish Stories for Learner Turkish
MEDYANIN GÜCÜ
DÜNYAYI SARSAN TÜRK MUCİT
Hüseyin Cahit Fırat, buluşu Ankaferd için birçok ülkenin teklif ettiği milyar dolarları elinin tersiyle itti. Kanı saniyeler içinde durduran, bu özelliğiyle yüzyılın buluşu olarak nitelendirilen Ankaferd, Türk malı damgasıyla piyasaya çıktı. İstanbul’da yaşayan 1952 Malatya doğumlu Fırat’ın şifalı bitkilere karşı özel bir merakı var. Ankaferd, Fırat’ın bu ilgisi ve kan kaybından ölümlere çare bulma düşüncesiyle ortaya çıkmış. Her türlü dış kanamayı durduran Ankaferd, 30 yıla yaklaşan bir çalışmanın sonucu. Ankaferd, henüz ruhsat aşamasındayken Fırat’a pek çok yabancı kuruluş, inanılmaz teklifler sunmuş. Bu teklifler arasında her türlü isteklerinin karşılanması, sınırsız para ve binlerce metrekarelik çalışma alanları var. Hüseyin Cahit Bey ise bu tekliflerin hiçbirini kabul etmemiş. İlk Türk patentli ilaç olarak tarihe geçen Ankaferd’in tıpta devrim yapması bekleniyor.
İNSAN GİBİ GÖRÜNÜYOR; AMA ...
5 yaşındaki bu kız çocuğunu görenler donup kalıyor. Japon bilim adamları, insana en yakın robotu geliştirdi. 5 yaşındaki bir kız çocuğu görünümünde tasarlanan robot, ancak çok dikkatli bakıldığında kendisini ele veriyor. Donuk yüz ifadesiyle bilim-kurgu filmlerinden fırlamış gibi görünen robot, Japonların yeni nesil insansı robotlarının ilk temsilcisi...Esnek silikon deriye sahip robot, hareketleri ve çevreyle etkileşiminde insana benzemesi için çok sayıda alıcı ve motorla çalışıyor. Hareket eden, söylenenleri anlayan, konuşabilen ve insan gibi gözlerini kırpabilen bu robot, bugüne kadar üretilen robotlar arasında gerçeğe en yakın olanı. Bakıma muhtaç yaşlılara kolaylık sağlamak amacıyla üretilen robotun insanların işini kolaylaştıracağı belirtiliyor.
EVE DÖNÜŞ
YOLUNU ŞAŞIRIP BREZILYA’YA ULAŞAN PENGUENLER PATAGONYA YOLUNDAAtlas Okyanusu’nun güneyinde yollarını kaybedip Brezilya sahillerine çıkan yüzlerce penguenin eve dönüş yolculuğu başladı. Brezilya hükümeti yüzlerce pengueni hem havadan hem de denizden ana vatanları Patagonya’ya taşıyor. Penguenler, her yıl Patagonya’nın soğuk sularından kuzeye doğru yiyecek avına çıkıyorlar. Ama yolunu şaşıran penguenlerin bazılarının yolculuğuhiç de alışık olmadıkları bir yerde, Brezilya sahillerinde son buluyor. Haziran ayından beri bine yakın penguen Rio sahillerine çıktı. Penguenlerin sayısındaki artış kadar kat ettikleri mesafe şaşırtıcıydı. Penguenler, üç bin kilometre yüzmüştü. Ne yazık ki hepsi şanslı değildi. Neredeyse yarısı yolculuk sırasında hayatını kaybetti. Hayatta kalanlar ise hayvan bakım merkezlerinde tedavi edildi.Penguenler eve dönüyor bugünlerde. Bir kısmı kargo uçağıyla bir kısmı da gemiyle Patagonya’ya taşınıyor. Hâlâ yolculuğa çıkabilecek kadar sağlıklı olamayanlar ise bir sonraki seferi bekleyecek. Uzmanlar penguenlerin bu davranışlarına sebep olarak yiyecek bulma isteğini gösteriyor. Bunda iklim değişikliğinin ya da deniz kirliliğinin etkisinin olup olmadığı ise bilinmiyor.

Thursday May 19, 2022
Turkish Story, Cotton Candy / Pamuk Şekeri
Thursday May 19, 2022
Thursday May 19, 2022
Turkish Stories for Learner Turkish

Monday May 16, 2022
Tarihi Şahsiyetler, Her İnsan Özeldir / Turkish Stories B2
Monday May 16, 2022
Monday May 16, 2022
Turkish Stories for Learner Turkish
Tarihi Şahsiyetler
HARİZMÎ (780-850)Harizmî kentinde doğdu. Cebir ve trigonometrinin kurucusu sayılır. Avrupalıların en çok yararlandığı matematikçidir. Çalışmalarını bir süre Bağdat’ta sürdürdü. Önce Afganistan’a, oradan da Hindistan’a geçti. Hintli bilginlerle tanıştı ve Hindistan’da cebir ile ilgilendi. Cebir ve astronomi bilimlerinde önemli eserler yazdı. Bunların birçoğu Latinceye çevrildi. Batılı kaynaklar onun dünya çapında bir matematikçi olduğunu söyler.
MEVLÂNA (1207-1273)30 Eylül 1207 yılında, Belh şehrinde doğdu. Babası, Belh şehrinin ileri gelenlerinden olup “Bilginlerin Sultanı” olarak bilinir. 1213 yılında aile fertleri ile birlikte Belh’ten ayrıldı. Birçok şehir gezdi. Dönemin Selçuklu Sultanı, babasını Konya’ya davet etti. Davet üzerine 3 Mayıs 1228 tarihinde ailesiyle birlikte Konya’ya yerleşti. İlim alanında kendisini çok iyi yetiştirdi. Kısa sürede herkesin tanıdığı önemli bir düşünür oldu. Birçok eseri vardır; fakat en bilinen eseri Mesnevi’dir. Yazdığı şiirler bu eserde toplanmıştır. Hayatını “Hamdım, piştim, yandım” sözleri ile özetleyen Mevlâna, 17 Aralık 1273’te vefat etti.
ITRÎ1640 yılında, İstanbul’un Yaylak semtinde doğduğu tahmin edilen, zengin, görmüş geçirmiş bir ailenin oğlu idi. Zamanının en iyi hocalarından ders aldı. Musikiyi çok seviyordu. Bu yüzden döneminin bütün musiki eserlerini biliyordu. Bu sevgi, birbirinden üstün ve ölümsüz eserler bestelemesine imkân vermiştir. Türk müziğinin gelişimini yönlendiren en önemli üç besteciden biri olarak tarihe geçmiştir.
MEHMET AKİF ERSOY (1877-1936)1873 yılının aralık ayında, İstanbul’un Fatih ilçesinin Sarıgüzel semtinde doğmuştur. Veterinerlik Fakültesi mezunu olan Akif iyi bir veteriner hekimdir. İstiklal Marşı şairi olarak da bilinir. İstiklal Marşı yazma yarışmasında kendisine verilen 500 liralık para ödülünü almamış, bu paranın Türk ordusuna verilmesini istemiştir. Şiirleri Safahat adlı kitapta toplanmıştır. Ömrünün son üç yılında Kahire Üniversitesi’nde Türkçe öğretmenliği yapmıştır. Mısır’da “siroz” hastalığına yakalanınca durumu ağırlaşmış ve İstanbul’a dönmek zorunda kalmıştır. İstanbul’da tedavi gören “İstiklal Marşı” şairi iyileşememiş ve 27 Aralık 1936 tarihinde vefat etmiştir.
ATATÜRK (1881-1938)1881 yılında Selanik’te doğdu. İlk eğitimini mahalle okulunda aldı. Daha sonra Şemsi Efendi adındaki okula devam etti. Babası ölünce annesi okuması için onu Selanik'e teyzesinin yanına gönderdi. Burada askerî okul sınavlarına girdi ve bu okulda okumaya hak kazandı. Askerî liseyi bitirdikten sonra harp akademisine devam etti. 1905 yılında kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı. Türk tarihinin en önemli asker ve devlet adamlarındadır. Türk Kurtuluş Savaşı'nın önderi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanıdır. Birinci Dünya Savaşı sonrası Anadolu’da başlayan Ulusal Bağımsızlık Mücadelesinin önderliğini yaptı. 1938 yılında İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı’nda hayata gözlerini yumdu.

Friday May 13, 2022
Turkish Story, A day of Ahmet / Ahmet’in bir günü
Friday May 13, 2022
Friday May 13, 2022
Turkish Stories for Learner Turkish

Tuesday May 10, 2022
Çocukların Öğrettiği / Turkish Stories B1
Tuesday May 10, 2022
Tuesday May 10, 2022
Turkish Stories for Learner Turkish
Çocukların Öğrettiği
Kar yağıyordu. Camı kırık pencereden odaya soğuk rüzgâr doluyordu. Tüyleri dökülmüş bir kedi, iki gündür ateş görmemiş sobanın kenarına yatmış, titriyordu.
Fatma, küçük kardeşine soğuğu ve açlığı unutturmak için hikâye anlatıyordu. Sonra her şey silindi gözlerinden. Yüreklerinde kurdukları dünya sıcacıktı.
Fatma anlatıyordu:
Ülkenin birinde zengin; ama huzursuz, sinirli, cimri bir adam varmış. Hiç kimseye iyilik etmez, hiçbir yoksula bir kuruş vermezmiş. Her geçen gün huzursuzluğu artmış.
Bir gün yapayalnız bir yolculuğa çıkmış. Epeyce yürüdükten sonra küçük bir ilçeye gelmiş. Bir duvarın yanına oturup dinlenmeye başlamış. Birden, duvarın arkasında konuşan iki çocuğun sesini duymuş. Çocuklardan birisi:
– Çok param olsaydı keşke, diyormuş.
Diğeri sormuş:
– Ne yapacaksın çok parayı?
– Bilsen neler yapardım, demiş birinci çocuk.
– Paranın bir kısmıyla ilçemize büyük bir kütüphane yaptırırdım. Çocuklar, orada aradıkları her kitabı bulurlardı. Sonra biliyorsun, ilçemizde aç, yoksul bir sürü insan var. Onların rahatça yaşaması için de seve seve paramın bir kısmını harcardım. Okulumuz çok eski, yıkılabilir. Paranın bir kısmıyla yeni bir okul yaptırırdım. İlçemize bir de hamam yaptırırdım. İnsanlar parasız yıkanır, temizlenirdi. Ayrıca ilçemizin en güzel yerlerine çocuk bahçeleri yaptırırdım. Bahçenin içine yüzlerce oyuncak doldurur, çocukların sevinç içinde oynamalarını sağlardım.
Dikkatle onu dinleyen diğer çocuk:
– Aa, dur bakalım! Geriye paran kaldı mı, demiş.
– Tüh! daha yapacağım işler bitmemişti!
Duvarın arkasındaki huzursuz zengin adam bunları duyunca çok üzülmüş. Başını soğuk taşlara koyarak mırıldanmış:
– Ah ah, boşa yaşamışım ben! Ellerinde hiç paraları olmayan şu çocuklar kadar olamadım. Bundan sonra hep iyilik yapacağım, iyiliklerle yaşayacağım, demiş.
Fatma, hikâyesini bitirdiğinde kardeşine baktı. Hemen üstünü örtüp yanına sokuldu. Birbirlerini ısıtarak uyumaya çalıştılar. Güneşin doğmasına epeyce vakit vardı.

Saturday May 07, 2022
Toplum Hayatının On Şartı / Turkish Stories B1
Saturday May 07, 2022
Saturday May 07, 2022
Turkish Stories for Learner Turkish
Toplum Hayatının On Şartı
İnsan, yalnız ve toplum hayatı dışında yaşayamaz. Toplum hayatının da kendine göre birçok şartı vardır:
Bir toplulukta tanıdıklarınıza, onların hoşuna gidecek hikâyeler ve fıkralar anlatın. Ara sıra onların iyi yönlerini övün. Samimi ve içten bir övgü, toplum hayatının başlıca şartıdır.
Tanıştığınız kimselerin yüzlerini ve adlarını aklınızda tutmaya çalışın. “Ben kimsenin yüzünü ve adını hatırlayamam...” demeyin. Yoksa sizin adınız da silinir gider.
Birisi size bir sırrını verirse, bunu kendi sırrınız gibi gizli tutun. Dedikoduları, çevreye yaymaktan kaçının.
Tanıdıklarınızdan birisi başka biri hakkında kötü sözler söylediği zaman, bunu hemen karşı tarafa taşımayın. Hemen unutun. Hatta “Falan kimse, sizin hakkınızda çok iyi konuştu.” deyin.
Çevrenizdekilerle alay edip onları küçümsemeyin. O anda siz küçülürsünüz. İnsanların sevgisini kazanmak istiyorsanız, onları küçük düşürmeyin.
Başkalarına zor zamanlarında bir tekme de siz vurmayın. Anlayışlı davranın, onlara yardımcı olmaya çalışın.
Konuşurken başkalarının kişiliğine saygı gösterin. Onları küçük düşürmeyin. Kendinizden övünerek söz etmeyin.
Haksız olduğunuzu anladığınız zaman, hatanızı kabul edin. Yanlış bir hareketi düzeltmenin en güzel yolu, yapılan hatayı kabul etmektir. Bu sizi küçültmez, sizin değerinizi artırır.
Konuşmaktan çok, dinleyin ve güler yüzlü olun. Başkalarının mutluluğunu ve acısını paylaşın.
Başkalarının kalbini kırmayın. İnsanlara sevgiyle davranın. “Bunu bilmiyordum.” diyerek kendinizi kurtarmaya çalışmayın.
Eğer çevrenizde iyi tanınmak ve sevilmek istiyorsanız yukarıdaki şartlar rehberiniz olacaktır.
Kendini Test Et. İnteraktif Videoları İzle - Takip et - Düşün - Bilmediğin kelimeleri araştır - sorulara cevap ver - : https://nilecenter.org/turkce-ogreniyorum-b1-ders-16/

About Us
Nile Learning Center was established in Egypt in 1998 with the permission of the Egyptian Ministry of National Education. There are two branches of the center for men and women in one of the modern districts of Cairo, Nasr City. For more information please visit our website:
www.nilecenter.org