Yaprak Dökümü
Turkish Stories for Turkish Learners
Kalabalık aile halkı ile Bağlarbaşı'ndaki evinde şimdi oldukça sıkıntılı bir hayat geçiren Ali Rıza Bey, emekli bir memurdur. Belli başlı bir öğrenim görmemiştir, ama çekirdekten yetişmiştir. Uzun yıllar mütevazı memurluklarda çalışıp Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında Suriye'de ve Anadolu'da oldukça önemli görevlerde bulunmuştur. En son Trabzon'da iken çevredeki bazı kimselerin hışmına uğramış, görevinden ayrılmıştır.
Çoluk çocuğunu, eline geçen sınırlı bir para ile geçindirmekte zorluk çekmekte, bu yüzden bir iş aramaktadır. Bir gün, vaktiyle bir süre hocalığını yapmış olduğu Muzaffer Bey adında bir gence rastlar. Muzaffer Bey, şimdi hatırı sayılır bir şirketin müdürüdür. Ali Rıza Beyi hemen şirketinde göreve yerleştirir. Şirketteki görevi, iş hayatında az emretmeye alışmış bu eski memuru pek tatmin etmez; ama ister istemez buna katlanmaya çalışır. Ne var ki şirkette Ali Rıza Beyin eski bir arkadaşının kızı da çalışmaktadır ve Muzaffer Bey, makamından yararlanarak bu kızla ilgilenmek ister. Ali Rıza Bey, bu duruma dayanamaz, sonunda da işinden olur.
Eski memur, yeniden sıkıntılı ve hüzünlüdür. Fakat çok kısa bir zaman sonra oğlu bir bankada iş bulur. Bu onun için iki defa sevinç kaynağı olmaktadır. Hem çocuğu bir iş sahibi olarak şahsiyetine doğru yönelmektedir; hem de evin geçimine katkıda bulunacaktır.
Fakat umulan huzur ve mutluluk bir türlü gelmez, aksine evde şimdi yeni tedirginlikler belirmektedir. Ali Rıza Beyin kızlarından Necla ve Leyla yetişmişlerdir; gezmek, tozmak, giyinmek, eğlenmek istemektedirler. Oysa onların bu isteklerini karşılamak mümkün değildir. Bu iki kızın durup dinmeyen sızıltıları, hırçınlıkları ailede tat tuz bırakmamıştır. Hâl böyle devam ederken bankada çalışan Şevket evlenip, eve bir nüfus daha getirir. Gelin de, Necla ve Leyla'nın kafasında olduğu için, onlara katılır. Böylelikle Ali Rıza Beyin ailesi ikiye bölünmüştür. Yeniden çalışmaya karar veren Ali Rıza Bey, çalmadık kapı bırakmadıktan sonra -çaresiz- tekrar Muzaffer Beye başvurup yeniden iş ister; ama eski öğrencisi bu sefer kendisini çok soğuk karşılar ve adamcağız eli boş döner.
Aile, bir yandan geçim sıkıntısı içerisinde kıvrana dursun, öte yandan iki genç kızla gelin, haftada sekiz, dokuz çay partileri düzenlemekte, sıkıntıyı büsbütün artırmaktadır. Ali Rıza Beyin eşi, kocasının için için eridiğini görerek, sürekli gelini ve kızlarıyla çekişip durur. Bu sırada en büyük kız Fikret, Adapazarı'nda oturan orta hâlli bir adamla evlenip evden ayrılır. Bu olaya bir yandan sevinen, bir yandan da üzülen Ali Rıza Bey’i yeni olay adamakıllı üzer. Şevket, bankadan bir miktar para çekmiş; fakat bunu vaktinde ödeyememiş, hapse atılmıştır.
Bir gün zengin bir Suriyeli, Necla'yı ister. Ali Rıza Beyin ailesi, kızlarının ta Suriye'ye kadar gidip kendilerinden kopmasını istemezler; ama sonunda buna da razı olurlar. Fakat sonuç hiç de sandıkları gibi çıkmaz. Adam zengin mengin değildir ve Necla feci şekilde aldatılmıştır. Kızlarının elem, feryat dolu haberlerini alan aile ayrıca bu konu için de yanıp sızlanır.
Fikret'in Adapazarı'na, Şevket'in hapishaneye, Necla'nın Suriye'ye gitmeleri Ali Rıza Beyin ailesinde bir çeşit yaprak dökümü manzarası göstermektedir. Ali Rıza Bey, yaprakları hayli eksilen bu aile ağacına fazla geliyor bahanesiyle, Bağlarbaşı'ndaki büyük evini satar, yerine daha küçüğünü alır. Ayrıca aradaki para farkı bir süre olsa da, geçimlerine yardımcı olacaktır.
Reşat Nuri GÜNTEKİN
Comments (0)
To leave or reply to comments, please download free Podbean or
No Comments
To leave or reply to comments,
please download free Podbean App.