ÖĞRETMENİM
Yoksul bir arkadaşımız vardı. Adı Mustafa’ydı. Bir gün derse gelmedi. Mustafa’nın komşusu olan arkadaşlar:
- Hasta yatıyor, dediler.
Öğretmenimiz paydostan sonra:
- Murat, beni bekle de Mustafa’yı ziyaret edelim, dedi.
Yan yana yürüyorduk. Öğretmenim:
- Zavallı, son günlerde zayıflamıştı. Hem de öksürüyordu, dedi.
Sustuk. İkimiz de aynı şeyleri düşünüyorduk.
Biraz sonra:
- Öğretmenim, dedim. Mustafa’nın babası yok, annesi de çok fakir. Onu doktora götüremezler. Kendisi yazın pazarda çalışıyordu.
- Pazarda mı?
Geçerken doktora uğramış, onu da yanımıza almıştık.
Fakat “Bu iş nasıl olacak? Ya kadının doktora verecek parası yoksa...” diye düşünüyordum. Öğretmenimi anlayamamışım. Muayenesini bitiren doktor giderken Mustafa’nın annesi “Borcumuz ne kadar?” diye sordu. Doktor: “Borcunuz ödendi.” dedi. Muayene parasını doktora, öğretmenimizin verdiğini bilmiyordum.
Doktor gittikten sonra Mustafalarda bir saate yakın oturduk. Öğretmenim onu neşelendirmek için elinden geleni yapıyordu. Mustafa da gülümsemeye çalışıyordu.
Öğretmenimiz:
- Yakında iyileşeceksin. Bu pazar pikniğe gideceğiz. Seni de aramızda görmek istiyoruz.
Mustafa:
- Çok güzel. Keşke ben de sizinle gelebilsem, dedi.
Bana da, sanki yıllarca okuldan uzak kalmış gibi arkadaşları soruyordu.
Akşamüzeri oradan ayrıldık. Mustafa’nın annesi, öğretmenimize çok teşekkür etti. Fakat öğretmenimiz bu iyiliği, kendisine teşekkür edilsin diye yapmamıştı.
Comments (0)
To leave or reply to comments, please download free Podbean or
No Comments
To leave or reply to comments,
please download free Podbean App.