Turkish Stories for Learner Turkish
Nasrettin Hoca
Bütün tarihî kişiler ölümlerinden sonra da yaptıkları işlerle hatırlanır. Mesela; Mimar Sinan eserleriyle, Marco Polo seyahatleriyle, Tolstoy yazdığı romanlarla, Albert Einstein bilime olan katkılarıyla bilinirken Nasrettin Hoca ise fıkralarıyla tanınmıştır. Nasrettin Hoca, bundan yedi yüz yıl kadar önce Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde doğmuş, Akşehir’de yaşamış ve yine orada ölmüştür. Nasrettin Hoca’nın fıkraları insanlara ders verir ve bir anlam taşır. Bu yüzden halkın gözünde değer kazanmıştır. Nasrettin Hoca, fıkralarında bilgili, açıkgöz, kurnaz, utangaç ve vurdumduymaz kişiliklerde görülür.
Günümüzdeki Nasrettin Hoca fıkralarında, onun doğumundan önceki ve ölümünden sonraki olaylarda da adının geçtiği görülmektedir. Bu durum, fıkralarda anlatılan bazı olayların Nasrettin Hoca tarafından yaşanmadığını göstermektedir.
Mesela; onun kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşamış olan Timur’la konuştuğu, birkaç yerde birlikte görüldüğü anlatılmaktadır. Türkçenin konuşulduğu her yerde Nasrettin Hoca’nın fıkraları anlatılmaktadır. Nasrettin Hoca fıkraları birçok dile çevrilmiştir. Fıkraların hepsinin bir anlamı vardır. Bu anlam o zamanki insanların yaşantısını göstermektedir. Bu fıkralarda Nasrettin Hoca, zeki, hazırcevap ve sempatik bir insandır. Her fıkrada Hoca’ya ait bir nükte vardır. Fıkralar arasında Hoca’ya ait olmayanlar da vardır. Bunun nedeni insanların Hoca’yı çok sevmeleri ve onu efsaneleştirmeleridir. İşte Nasrettin Hoca’nın zekiliğini ve hazırcevaplılığın gösteren fıkralardan ikisi:
BU DA DÜŞÜNÜR
Nasrettin Hoca bir gün, pazarda bir papağan görür.
Satıcı:
– Haydi, on altına satıyorum, bu papağanı alacak yok mu, diye bağırır.
Hoca, satıcıya:
– Bu küçük kuş on altın eder mi, der.
Satıcı, kızar ve Hoca’ya şöyle seslenir:
– Hocam, o çok farklı bir kuştur. Adı papağandır.
O insan gibi konuşabilir. Hoca kümese gider ve bir hindi alır. Tekrar pazara gelir.
– Hindi var. 20 altın. Hindi var... diye bağırır.
Müşterilerden birisi:
– Aman Hocam! Olur mu? Bir hindi hiç yirmi altın eder mi, der.
Nasrettin Hoca papağanı gösterir:
– Şu küçük kuşa on altın istiyorlar. Niçin benim bu hindim yirmi altın etmesin?
Adam şöyle der:
– Hocam o küçük kuş, insan gibi konuşur. Normal bir kuş değil.
Nasrettin Hoca da:
– O papağan konuşuyorsa, bizim hindimiz de düşünür, der.
GÜRÜLTÜ
Komşusu Hoca’ya:
– Hocam sizin evden dün gece bir ses geldi, ne oldu, diye sorar.
– Hiç! Ne olsun, benim kürk merdivenden düştü.
– Ama Hocam kürkten bu kadar çok ses çıkar mı?
– Çıkar elbette, çünkü içinde ben de vardım, der.
Kendini Test Et. İnteraktif Videoları İzle - Takip et - Düşün - Bilmediğin kelimeleri araştır - sorulara cevap ver - Nasrettin Hoca: https://nilecenter.org/turkce-ogreniyorum-b1-ders-12/
Comments (0)
To leave or reply to comments, please download free Podbean or
No Comments
To leave or reply to comments,
please download free Podbean App.