Turkish Stories for Learner Turkish
Keloğlan
Çok uzak ülkelerin birinde iyi kalpli; ama kel bir oğlan yaşarmış. Bu delikanlının adı Keloğlan’mış. Günlerden bir gün, saraydan gelen bir haberci, bütün halka prensesin evleneceğini ve damat adayını seçmek için yarışma yapılacağını söylemiş. Prenses, yarışmanın birincisiyle evlenecekmiş.
Prenses, sarayında çok mutluymuş ve evlenmek istemiyormuş. Ancak bir gün babası kızına evlenme vaktinin geldiğini ve kendisiyle evlenmek isteyen prenslerin olduğunu söylemiş. Prensesin uygun damadı seçmesi gerekiyormuş. Prenses, kısa bir süre düşündükten sonra kararını açıklamış. Atıyla nehrin üzerinden atlayan kişi ile evleneceğini söylemiş. Prenses, hiç kimsenin atıyla nehri geçemeyeceğini düşünüyormuş.
Keloğlan, bu yarışa katılmak istiyormuş. Çünkü yarışı kazanacağından eminmiş. Keloğlan’ın cebinde sırlı bir kutu varmış. Bu kutuda bir siyah, bir beyaz bir de kahverengi saç bulunmaktaymış. Bu saçları Keloğlan’a yaşlı ve bilge bir adam vermiş.
Keloğlan kutuyu açınca yaşlı adamın uyarısını hatırlamış. Yaşlı adam: “Bir gün bu saçlar, sana lazım olacak.” demiş.
Yarışın yapılacağı gün halk toplanmış. İlk binici atını koşturmuş; ama karşıya geçememiş ve nehre düşmüş. Diğer atlılar da sırayla denemeler yapmışlar. Onlar da başarılı olamamışlar. Keloğlan, kutudan beyaz saçı alıp ovmuş. Beyaz saç birden beyaz bir ata dönüşmüş. Keloğlan, beyaz pelerinini giyerek ata binmiş ve nehri geçmeyi başarmış. Beyaz atlı binicinin yarışı kazandığı ilan edilmiş. Ancak beyaz atlı biniciyi hiçbir yerde bulamamışlar.
Sultan, yeni bir yarışın yapılacağını ve kızının bu yarışı kazananla evleneceğini ilan ettirmiş. Birinci yarış gibi biniciler, teker teker suya düşmüşler. Keloğlan, sihirli kutusunu çıkarıp içinden siyah saçı çıkarmış ve ovmuş. Siyah saç, siyah bir ata dönüşmüş. Keloğlan, siyah pelerinini giyerek atına binmiş. Atıyla rüzgâr gibi koşmaya başlamış. Nehrin üzerinden atlamış ve yine hızla oradan uzaklaşmış. Prenses, bu atlının kim olduğunu çok merak ediyormuş. Yarışı siyah pelerinli atlının kazandığı açıklanmış. Ancak adamı bulamamışlar. Sultan, bu duruma çok sinirlenmiş. Bir yarış daha yapmaya karar vermiş.
Keloğlan, yine kutusunu çıkarmış, kahverengi saçı almış ve ovmuş. Saç birden kahverengi bir ata dönüşmüş. Keloğlan, bu sefer kahverengi pelerinini takıp atına binmiş. Yine rüzgârla yarış eder gibi atını koşturmuş. Prenses, bu sefer yarışı kazanan kişiyi kaçırmak istemiyormuş. İki hizmetkârından, nehrin öbür yakasında nehri geçen biniciyi yakalamalarını istemiş.
Keloğlan, yine nehrin en geniş yerinden atlamış ve hızla uzaklaşmaya başlamış. Ancak prensesin hizmetkârları onu takip edip yakalamışlar.
Prenses, yarışı kazanan kişinin Keloğlan olduğunu ilan etmiş. Bütün halka, Keloğlan ile evleneceğini duyurmuş. Keloğlan, prensesle evlenemeyeceğini; çünkü kendisinin zengin olmadığını söylemiş. Prenses ise kendisi için zenginliğin önemli olmadığını, Keloğlan’ın cesaretine hayran kaldığını belirtmiş. Keloğlan ve prensesin düğünü kırk gün kırk gece sürmüş. Hayatlarının sonuna kadar mutlu bir şekilde yaşamışlar.
Comments (0)
To leave or reply to comments, please download free Podbean or
No Comments
To leave or reply to comments,
please download free Podbean App.