Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde... Develer tellal iken, pireler berber iken... Uzak ülkelerden birinde zengin bir adam varmış. İhtiyarlayan zengin adam bir gün üç oğlunu yanına çağırmış. Onlara şöyle demiş:
– Canım oğullarım! Artık yaşlandım, ne kadar yaşayacağım belli değil. Öldükten sonra mallarım için
kavga etmenizi istemiyorum. Bu yüzden mallarımı ölmeden önce aranızda paylaştıracağım. Her birinize
üç kese altın vereceğim. İstediğiniz yere gidin ve üç yıldan önce dönmeyin. Üç yıl sonra geldiğinizde
hanginizin yaptıklarını beğenirsem mallarımı ona vereceğim.
Bu sözlerden sonra üç oğul da hazırlıklarını tamamlayıp babalarıyla vedalaşmışlar. Atlarına binip
uzaklaşmışlar. Üç delikanlı az gitmiş uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş. Önlerine üç ayrı yol çıkmış. Her biri
farklı bir yola gitmiş.
Üç yılın sonunda hepsi babalarının yanına dönmüş. Büyük kardeş kırk atlı askerle, ortanca kardeş
yüz deveyle, küçük kardeş de kırk katırın üstündeki kırk çocukla gelmiş. Hepsi babalarının elini öpmüş.
İhtiyar adam:
– Sevgili oğullarım, şimdi üç yıldır neler yaptığınızı bana anlatın, demiş.
Önce büyük kardeş söze başlamış:– Büyük bir ormanda yaşayan insanlarla tanıştım. Burada kırk yiğidi kendime asker seçtim. Verdiğin paralarla at ve kılıç aldım. Onlara ata binmeyi ve kılıç kullanmayı öğrettim. Senin vereceğin malları onlarla koruyacağım.
Sonra ortanca kardeş anlatmaya başlamış:
– Bolluk ve bereket içinde bir yere gittim. Senin verdiğin altınlarla yüz deve aldım. Onları burada satıp daha fazla para kazanacağım.
Sıra küçük kardeşe gelmiş:
– Çok büyük bir ırmağın kenarına gittim. Bu azgın ırmağın nice gelinleri dul, çocukları yetim bıraktığını öğrendim. Verdiğin altınlarla ırmağın üzerine köprü yaptırdım. Yetim kalan kırk çocuğu da yanımda getirdim. Mal ve paralarını kime verirsen yetimlere o baksın.
Onlar millete faydalı insanlar olsun. Babası küçük oğlunu yanına çağırmış. Onu yanaklarından öpmüş:
– Benim kendi küçük fakat aklı ve gönlü büyük oğlum. Senin yaptığın işi çok beğendim. Bu yüzden mallarımı ve paralarımı sana veriyorum. Büyük ağabeyinin askerleri seni koruyacak. Ortanca ağabeyin de develeriyle verdiğin işleri yapacak. Sen yaptığın işle bunu hak ettin. İki ağabey de küçük kardeşlerini takdir etmişler. Boynuna sarılıp onu kutlamışlar. Üç kardeş o günden sonra mutlu bir hayat yaşamışlar.
Comments (0)
To leave or reply to comments, please download free Podbean or
No Comments
To leave or reply to comments,
please download free Podbean App.