Turkish Stories for Learner Turkish
GAZİANTEP’TE DÜĞÜN
Düğünler, Türk kültürünü yansıtan en önemli geleneksel değerlerdendir. Yöreden yöreye değişen düğünler, kuşaktan kuşağa aktarılarak, günümüze kadar varlığını sürdürebilmiştir. Gaziantep'in Karkamış ilçesi, oldukça coşkulu geçen düğünleri ile bu gelenekleri hâlâ devam ettirmektedir.
Güneydoğu'nun bu şirin yöresinde; düğüne bir hafta kala damadın erkek arkadaşları tarafından oğlan evine bayrak asılır. Bu, o evde düğün olacağını gösterir. Artık bir düğün havası esmeye başlar. Kız evinde ise ayrı bir telaş vardır. Kızın ailesinden birkaç kişi, hazırlanan çeyizi kına gecesinden önce kız evinde sergiler, isteyenler çeyizi görmeye gelir.
Kına gecesinin sabahı, erkek evinde davul-zurna çalınarak düğünün başladığı duyurulur. Düğün halayı artık başlamıştır. Akşam, gelini kınanın yakılacağı yere getirmek ve kınayı hazırlamak, gelinin yakın arkadaşlarından seçilen sağdıçların görevidir. Sağdıçlar tarafından mum ve çiçeklerle süslenen kına, tepsi içinde ve davul-zurna eşliğinde düğün alanına getirilir. Gelin, alanın ortasına oturtulur ve başına kırmızı bir örtü örtülür. Kına tepsisi, halay sırasında bekâr kızlar tarafından gelinin etrafında dolaştırılır. Mâni ve türküler söylenerek kına yakılır. Kına gecelerinin hüzünlü ve duygusal havasını herkesin yüzünde görmek mümkündür. Gelinin arkadaşları, geline nazar değmesin diye toplu hâlde “maşallah” çeker.
Düğünün ikinci günü, oğlan evinde tatlı bir heyecan vardır. Gençler, davul-zurna eşliğinde halay çekerken, kadınlar da misafirlere en güzel yemekleri sunmanın telaşına düşer. Bir yandan da ertesi günün yemeği yapılmaya başlanır. O gün çekilen halaylarda ayrı bir coşku vardır. Yöre insanının karakteristik özelliği, halk oyunlarında ve müzikte kendini gösterir. Halay esnasında omuz omuza verilir, ayaklar ve dizler toprağı dövercesine yere vurulur. Bu, halk arasındaki birlik ve beraberliği gösterir. Halay sırasında, halay başı öne çıkarak hünerlerini gösterir. Zaman zaman çalgıcılar, halay başı ve yanındaki arkadaşının tuttuğu mendilin altından maharetlerini sergileyerek geçer. Halayın hareket ve güzelliğini gösteren bu olay, oyun esnasında birkaç kez tekrarlanır. Sabahın erken saatlerinde başlayan düğün telaşı akşama dek devam eder. Akşam, damadın kınasını da yine sağdıçlar hazırlar. Kınadan önce, damadın kaçırılıp saklanması da geceye ayrı bir heyecan katar. Damadı kaçıranlar, ancak istekleri yerine getirildiğinde onu düğün alanına geri getirirler. İstekler bununla bitmez. Kına yakılırken birisi masaya oturur ve isteği yerine getirilene kadar kalkmaz. Kınadaki önemli olaylardan biri de kınanın ilk olarak yetim birine yakılması âdetidir. Gelinin kına gecesindeki hüzün, damadın kına gecesinde yerini sevinç ve coşkuya bırakır. Gece halaylarla devam eder. Ertesi gün, gelin nikâh için hazırlanır. Gelin ve damat çevrede bir süre konvoy eşliğinde gezdirilir. Halaylar eşliğinde baba evinden alınan gelin, yeni hayatına doğru ilk adımını da atmış olur. Damadın evinin avlusunda, gelin ve damadın çay bardağı kırmasının nazarı engellediğine inanılır. Bereket ve mutluluk getirsin diye başlarından aşağı bulgur ve şeker saçılır. Düğünün son aşaması ise takı merasimidir. Bu merasimde, hangi takının kim tarafından takıldığı duyurulur. Firik pilavı, “ekşili” denilen taze fasulye, et haşlaması ve ayrandan oluşan yemeğin yenmesiyle düğün son bulur.
Comments (0)
To leave or reply to comments, please download free Podbean or
No Comments
To leave or reply to comments,
please download free Podbean App.