Bahane
Kimi zaman beceremiyorum demenin bir başka ifadesidir bahane. Canımız bir şey yapmak istemediğinde mantıklı mantıksız sıralar dururuz. Daha çok da başarısız olduğumuzda ya da başarısız olacağımız anlaşıldığında başlarız bahane uydurmaya. “Öğretmenim ödevimi yapacaktım; ama akşam elektrikler kesildi.” İlköğretimde uydurulan en baba bahanedir. Bir de “Ödevimi yapacaktım; ama akşam misafir geldi.” Diye de uydurulan versiyonu vardır. Lise de ise “Annem hastaydı dün o nedenle gelemedim hocam.” olur. Sınavdan istenen notu alamayınca, “Hoca zor sordu.”, “Anlatmadığı yerden soru geldi.” diye sıralanır sonra. ÖSS’de ise en baba bahane, “Hocam optik formda kaydırmışım.” ya da “Zamanım yetmedi hocam.” şeklindedir. Bahane, yaş ilerledikçe “Başım ağrıyor bugün akşam misafir kabul edemeyeceğim.” şeklini alır. Telefona cevap verilmek istenmediğinde ise “Şarjım bitti.” en çok tutandır. Karşıdaki, aslında olayı anlamıştır; ama çoğu zaman olumsuz tepki vermez. Bir de masum bahaneler vardır. “Geçiyordum uğradım.” diye gösterir kendini ya da “Sen burada mıydın? Ne hoş bir sürpriz bu!” diyerek farkında olmadan karşılaşılmış gibi yapılır. Bazen de, bir arada olmak için bahaneler vardır: “Nereye gidiyorsun, çarşıya mı? Seni bırakayım. Ben de o tarafa gidiyorum.” şeklinde ortaya çıkabilir.
Peki, neden bahane uydurmak zorunda kalır insanlar?
Gerçeği söylemek bu kadar da zor mudur? Bahane, aslında yalanın kılık değiştirmiş şeklidir. Çoğu zaman cezalandırılmamak ya da karşıdakini kırmamak için söylenir. Etrafımız doğruları hazmedememe sorunu yaşayan insanlarla doludur. Çocuk annesine: “Devamsızlık yaptığım için dersi kaçırdım, sınavda da sorular o konulardan çıktı, bu nedenle düşük not aldım.” dediğinde acaba annenin tepkisi ne olur? Kaç anne ya da baba, olumlu yaklaşıp: “Olsun mutlaka geçerli bir nedenin vardır, o nedenle devamsızlık yapmışsındır, ikinci sınavda işi sıkı tutar notunu yükseltirsin.” diyebilmektedir. Mutlaka bu tür yaklaşan anne ve babalar vardır; ancak genel olan hemen hesap sorma şeklindedir. Çocuk, okul dönüşünde daha kapıdan içeri girer girmez: “Sınavın nasıl geçti?”, “Komşunun oğlu kaç aldı?”, “Haylazlık yapacağına oturup ders çalışsaydın!” tarzında hesap sormak neredeyse ailelerde gelenek hâline geldi.
Bilmeden, istemeden, tamamen iyi niyetle çocuklarımızı kendi elimizle bahane üreten, hatta daha kötüsü yalan söyleyen bireyler hâline getiriyoruz. Her anne-baba, çocuklarına karşı, hatta eşler birbirlerine karşı tutum ve davranışlarını kontrol etmelidir. Anne babalar, çocuklarını doğru söylemeye teşvik etmelidir.
Eğer bir yerde bahane varsa bilinmelidir ki orada yolunda gitmeyen bir şeyler vardır. O yerde bulunan herkes, anne-babalar, karı-kocalar, yöneticiler, bölüm şefleri, kendi davranışlarını dürüstçe gözden geçirmelidir. Bahanenin temelinde yatan unsurlar tespit edilerek çözüm yoluna gidilmelidir.
Ahmet GÜNAY
Comments (0)
To leave or reply to comments, please download free Podbean or
No Comments
To leave or reply to comments,
please download free Podbean App.